11 Aralık 2015 Cuma

Costantine

       Şöyle enteresan bir film izlemek istiyorsanız, tam yerindesiniz. içimizdeki mistik güçlerin varlığıyla alakalı sorunları çözen kahramanımız Costantin'nin sıra dışı yaşam öyküsü.
       Şeytan kahramanımızın ruhunu cehenneme göndermek peşindedir. Burada film insan iradesinin ne kadar kuvvetli olduğunu bize gösteriyor. En çıkmaz anlarda bile kurtuluş olanaklarının olduğunu bize anlatıyor. Film bir güce dayalı irade sergiliyor, gerçekten iyi de yapıyor. insan biran filmde kendisini görüyor. 
       Hepimizin içinde çatışmalar var gece gündüz savaşlar var. Bazen gücümüz tükeniyor çaresiz kalıyoruz.. Dengemiz bozuluyor. Ağlıyoruz. acıdan sızlanıyoruz. Genede bir çıkış bulup rahatlıyoruz. Evet hepimiz yaşıyoruz bunları. Costantin işte içimizdeki bu şavaşı filmde temsil eder nitelikte. çünkü onun içinde de çıkışı olmayan sonu hüsranla bitecek düğümler mevcut.
       Her sorunun veya sıkıntının bir gün biteceği söylenir. Yani çilenin de bir sonu vardır. Amaç çektiğiniz çileden size kalan değerli hayat tecrübelerini unutmamak. Sizi siz yapan acılarınızdır. Yokluktur. Kaybettiklerinizdir. Zengin olmak istiyorsanız dünyayı, mal hırsını bırakmamız gerektiğini atalar ne güzel söylemişler.
        Neyse gelelim filme. Efektler mükemmel. Senaryo on numara beş yıldız. Gerçekten bu filmi edinin. Size verdiği mesajları iyi düşünün.

 



9 Aralık 2015 Çarşamba

Seven- Yedi

   

      Her sokak köşesinde, her evde, ölümcül bir günah görüyoruz ve hoş görüyoruz. Hoş görüyoruz çünkü sıradan, çünkü olağan. Sabah, öğle, akşam hoş görüyoruz. Hayır, artık olmaz. Ben örnek oluyorum ve yaptığım şey şaşırtacak, incelenecek ve izlenecek… Sonsuza dek… (john Doe)
      Yedi ölümcül günah : Oburluk, tembellik, aç gözlülük, kibir, şevhet,kıskançlık ve öfke.
“Günahkarları günahlarıyla yüzleştirmeyi kendine amaç edinen katil John Doe (Kevin Spacey); Katolik inancına göre bu yedi günahı işleyenleri kendi yöntemleriyle işkence ederek öldürmektedir. Her işin ardında ip uçları bırakır. Katili bulma görevi de emekliliğine sayılı günler kalan tecrübeli dedektif William Somerset (Morgan Freman) ve tez canlı David Mills’e( Brad Pitt) e düşer. Katil inandığı şekilde kendinden vazgeçerek yarattığı etkiyle ölümsüzlüğü yakalama amacındadır. Dedektif Mills de amacını gerçekleştirmek için katilimize yardım edecektir.
       Böyle filmlerde kötü tarafın savunduğu düşünceyi sağlam bir temele dayandırması gerekir. Ne olursa olsun kendi düşüncesine göre hareket ederken amacından sapmaz. Saçma sapan tuttuğunu öldüren seri katil filmleri bu yüzden tutmaz, çünkü derinlik yoktur. Farkında olmasak da iyi bir filmde felsefeyi ararız. Kevin Spacey dört dörtlük bir performans sergilediği ve yanında usta aktörler Morgan Freman ve Brad Pitt ile Baştan sona heyecan ve sıra dışı bir senaryo ile bu film arşivlerinizde yer almalı.




7 Aralık 2015 Pazartesi

Singham

       
            Yeni atandığı yerde Doğruluk , dürüstlük yolundan ayrılmayarak; uygarca görevini yapmaya yemin eden polis memuru Bajirao Singham ( Ajay Devgan) ın önüne, oranın en korkulan ve siyasi bağlantıları olan mafya lideri Caykan Shikra çıkacaktır. Daha önceki oranın komiseri de Caykan yüzünden intihara sürüklenmiştir. Ama Singham’ın çizgisi bellidir. Singham’ı da kendine has yöntemlerle tehdit eder ve bıktırma yöntemlerine başvurur. Tabiî ki bizim selvi boylu , kaslı esas oğlanımız bunlara boyun eğmez. Zamanla ibre tersine döner ve mafya Singham dan korkar hale gelir. Film “ İyiler mutlaka kazanır” parolasına uygun olsa da; o komik mafya liderinin sonu daha iyi bitseydi iyi olurdu.
            Filmi izlerken başta komedi filmi sandım. İzledikçe gerçekten ciddi bir şekilde uğraşıldığını gördüm. Film de çok fazla abartı sahne var. Bunlara takılmadan rahatça izlenirse iyi olur yoksa orda ki sahneler fizik kurallarıyla açıklanamaz. Hele Singham ın arabanın içinden kötü adamlardan birini çekip alması ve Red filminde Bruce Willis in arabadan inerek ateş etme sahnesinin birebir kopyalanması falan çok komikti.
            Filmde klasik gibi görünse de çok güzel mesajlar ve replikler vardı. Bana biraz yeşilçamı hatırlattı. Eğlenceli bir film.




4 Aralık 2015 Cuma

Rocky Serisi - Rocky Series

   
Güç üzerine felsefesi olan çok az filmlerden biridir. Dünya şampiyonu Rocky Balboa'nın iç çatışmasını, ailesiyle sorunlarını çok iyi yansıtmışlar. Zaten bir insan süperse muhakkak psikolojik, sosyolojik sorunları olur bu film bundan dolayı altın değerindedir.
      Varoş mahallesinde yaşayan birinin nasıl zirveye çıktığı ve zirvede yaşadığı sorunları anlatan muhteşem bir film.
      Tabi sonraki seriler biraz paraya ve ticarete döndü siyasal mesajlarla harmanlandı. Ve bu filme büyük zararlar verdi.
      Gene de birinci ve ikinci film oldukça profesyonel hazırlanmış... Demek ki efektsiz de güç, kahramanlık üzerine film yapılabiliyormuş.
      Bakın illa süper kahraman yapacaksanız, uçmasına, özel yeteneklerinin olmasına gerek yok. Bu film bize bunu anlatıyor. Eğer psikoloji bir filme girerse o film oldukça güzelleşir.
      Rocky Balboa yenilmeyen bir boksördür aynı zamanda bir aile babası ve iyi insandır. Filmin teması bunun üzerine kuruludur.
      Slyvester Stallone bu filmde oyunculuğunun zirvesine çıkıyor. !980 ve 1990'lar güç üzerine yoğun filmlerin yapıldığı senelerdi. 2000'lerden sonra genelde uzaylı ve süper kahramanlar yılı oldu. Sinema ne zaman bilgi filmlerine (akıl filmlerine) geri dönecek çok merak ediyorum.
     İnsan gençken böyle filmler onları cezbeder. Ama kişilik oturduktan sonra daha akıllı filmler bekler olursun. Çünkü psikolojik olarak gücün boş bir şey olduğunu aklın değerini anlarsın. Eğer bu film serisini izlemediyseniz özellikle birinci ve ikinci filmi izlemenizi tavsiye ederim.



2 Aralık 2015 Çarşamba

Indiana Jones: Kutsal Hazine Avcıları - Raiders of the Lost Ark


      Bu filmi ilk olarak siyah beyaz tv de izledim. O zaman Beko'nun Türkiye'de ilk olarak pazarladığı Beko Hitachi adlı televizyonumuz vardı. Siyah beyazdı ama film harikaydı.
      Senaryo muhteşemdi. Tabiki aksiyonu biraz abartmışlar. Şunu da belirtmek gerekir; Harrison Ford'u filmden çıkarırsanız filmin tüm düzeni bozulur.
      Ayrıca film sizi kendi atmosferine çekiyor. Bunu yapabilen çok az sayıda film vardır. Genel olarak film öğretici değil eğlendirici bir niteliğe sahip. Bu da sizi sıkılmadan izlemeye davet ediyor.
      Tam donanımlı Indiana Jones'un yılandan korkma sahnesi de güzel bir ayrıntıydı.
      Konusu şöyle; sihirli bir sandık var. Sandığın peşinden Almanlar ve Indına Jones gidiyor. Tabiki ikisi de birbiriyle savaşıyor. Sonunda sandık ele geçiriliyor. Ve son sahneyi özellikle izlemenizi tavsiye ediyorum. O zamanın teknolojisine göre baya iyi  yapılmış.
      Eğer izlemediyseniz izleyin derim. Filmlerde senaryo kalitesi günümüzde oldukça düşük. Geçmişteki filmlerde fazla teknoloji yok fakat senaryo muhteşem. Günümüzdeki filmlerde ise teknoloji var senaryo yok. Uzaylıyla sektörü döndürmeye çalışıyorlar.
      Çok az film vardır, klişe senaryonun dışına çıkabilmiş. Genel olarak bu filmde klişe senaryolardan biridir. Bir kere filmde ruhsal çözümleme yapmıyorsanız psikolojiye değinmiyorsanız ne yaparsanız yapın film gerçekçi olmuyor.
     Indiana jones sinemanın altın yıllarında yapılmış değerli bir filmdir. Bunun için izlenmeye değer.